
Dilara Sakpınar’ın yeni solo projesi Lara Di Lara’ya kulak verir vermez soluğu yanında aldık.
Kendini bildi bileli müzikle iç içe olan Dilara Sakpınar’ı son yıllarda 123 ekibinin sesi ve söz yazarı olarak tanıyoruz. Sakpınar bir süredir biriktirmekte olduğu kendi parçalarını izleyiciyle paylaşmaya karar verdi ve adını da Lara Di Lara koydu. Kendisinden bu heyecana dair motivasyonları ve etkileşimlerine dair yanıtlar aldık.
Röp: Seçil Kalenderoğlu
Stil: Ece Özel
Foto: Kıvılcım Güngörün
Dilara Sakpınar müzikle nasıl tanıştı, bugüne kadar neler yaptı kısaca anlatabilir misin?
Dilara müzikle annesinin karnında tanıştı. Ailesinde çok müzisyen olduğundan, hep müzik vardı etrafında. Sonunda bu müzik bolluğuna kendisi de katıldı. Aslında bunu bir de okumayı düşünmezken, bir baktı ki kendini müziğin “okulu”nda bulmuş. Şimdiye kadar besteler yaptı, farklı müzisyenlerle çaldı fakat en yoğun olarak 123 grubuyla çaldı/ çalıyor. Alike Places ile bir albüm yayınlamayı planlıyor, Lara Di Lara solo projesiyle konserler vermeyi ve ilk etapta bir EP yayınlamayı hedefliyor.
Uzun zamandır 123’lesin. Solo bir proje yapma fikri nasıl gelişti?
Lara Di Lara nasıl ortaya çıktı? Benim kendi parçalarım zaman içinde birikti aslında. Bunları da bir gün paylaşacağımı düşünüyordum, o zaman bu zamanmış. Ne zaman bir stüdyoda kayda girdim, Lara Di Lara sadece benim için canlı olmaktan çıkıp, dinlemek isteyen herkes için canlanmış oldu.
Müziğini henüz dinlememiş olanlar için biraz anlatır mısın? Neye benzer, kimlerden etkilenmiştir?
Elbette herkesin bir şeylerden, birtakım kimselerden etkilendiği gibi ben de çok şeyden ve çok kimseden etkileniyorum. Başka bir röportajda şöyle özetleyebilmiştim müziğimi: “Lara Di Lara; gözünden, içinden, kafasından, elinden, kolundan; toprak, hava ve suda olan bitenler hakkında.”
Bugüne kadar parçası olduğun müzikal projelerin ne gibi etkilerini görüyorsun Lara Di Lara’da?
Yıllar içinde gelişiyor insan çaldıkça, söyledikçe. En çok şarkı söyleyişimi etkilemiştir diye düşünüyorum. Zamanla tecrübeyle ne yaparsan yap iş başka yere gidiyor. Evrilmek, buna izin verebilmek büyük sıkıntı olabilse de çok büyük de bir huzur. İnsan alıştığından, hep yaptıklarından vazgeçmek istemeyebiliyor. “Yok ben böyle iyiyim, bu benim stilim, şöyle yapınca ben biliyorum çok daha iyi oluyor” gibi kuvvetli cümlelerden ara ara uzaklaşıp başka yerlerden yaklaşabilince faydasını görüyor. Bir de tabiî “beraber” çalmak, üretmek nasıl bir şey onu yaşama fırsatım oldu. Lara Di Lara için daha olgun ve daha dingin olabilmeyi öğretti sanırım.
"Yazının devamı için Babylon Dergi'ye bakmanız yeterli..."